Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | bulldoze through (something) v. | (bir şeye) paldır küldür dalmak/girişmek |
Phrasals | bulldoze through (something) v. | (bir şeye) bodoslama dalmak/girişmek |
Phrasals | bulldoze through (something) v. | (bir şeyi) paldır küldür geçiştirmeye/atlatmaya çalışmak |
Phrasals | bulldoze through (something) v. | (bir şeyin) dikkatsizce/hazırlıksız bir şekilde üstesinden gelmeye çalışmak |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | bulldoze through something v. | bir şeyi yıkıp geçmek |
Phrasals | bulldoze through something v. | bir şeyde paldır küldür ilerlemek |
Phrasals | bulldoze through something v. | bir şeyi langır lungur yapmaya çalışmak |
Idioms | ||
Idioms | bulldoze (one's) way through (something) v. | yararak/ayrıntılara dikkat etmeden/ilerlemek |
Idioms | bulldoze (one's) way through (something) v. | (bir şeyde) paldır küldür ilerlemek |
Idioms | bulldoze (one's) way through (something) v. | (bir şeyin içinden/bir şeylerin arasından) yara yara/çarpa çarpa ilerlemek |